Kayıtlar

İltica psikolojisi ve ülkenize giriş yasağı ne demek?

Kolay cevaplanabilecek bir soru değil. Ailenizi, arkadaşlarınızı, çevrenizi ve yaşadığınız memleketi geride bırakıp dilini, dinini, pratiklerini ve kültürünü bilmediğiniz bir ülkeye geliyorsunuz. Hiç kolay değil... Kolay değil tabi ama insanlar da keyfinden bu zorlu süreçlere girmiyor. Savaş, hayati tehlike, uzun sureli hapis gerçeği, sevdiklerinizden endişe etmek... Hepsi birleşiyor ve kendinizi bir ülkenin kucağına bırakmasına sebep oluyor. Sonunda bir kurtuluş reçetesi oluyor sığınma hakkı... Hali hazırda savaşların sürdüğü, ölümün kol gezdiği ve akın akın ülkeden kaçılan bir memleketten gelmediyseniz, iltica hakikaten zor bir deneyim. Bir ülkenin istenmeyen insanı olmak, kamplarda kalmak, sıralarda beklemek… Ancak mülteci kamplarında gördüğüm manzara şuydu; çok sayıda ülkeden bir suru insan var ve hepsi ayrı trajik hikayeye sahip... Ama bazılarının yüzü gülüyor bazıları ise trajedi-dramdan depresyona girmiş vaziyette. Örneğin Eritreliler... İçlerinde ne yaşıyorlar bilmiyor

Norveç'e iltica etmek-3

Kaldığımız yerden devam edelim “Norveç’e iltica” sürecini anlatmaya. UDI, yani Norveç’in göçmenlik ofisinden ilticanızın kabulüne dair cevap alırsanız ki buna “pozitif cevap almak” deniyor pratikte, şanslısınız. Bu aşamadan sonra bir dizi işlem yapmak zorunda kalıyorsunuz, ama hepsi tatlı bir heyecan olarak aklınızda kalıyor. Cevap almadan önceki gibi stresli olmuyorsunuz kesinlikle. Zira artık, “geri gönderilme” gibi bir endişeniz yok. Nerede Yaşamak İstersiniz? Ne diyorduk? Pozitif cevap aldınız… Bu cevaptan sonra sizi, kaldığınız kampın görevlileri “Kommune toplantısı” dedikleri bir toplantıya çağırıyorlar ve size bundan sonraki süreçle ilgili bilgi veriyorlar. Toplantıda, size Norveç’in neresinde yaşamak istediğinizi soruyorlar; istediğiniz yeri söyleyebilirsiniz; Oslo, Bergen, Trondheim ve diğerleri… Cevabınız sisteme giriliyor ve adına IMDI denilen, kabul almış mültecileri belediyeye yerleştirmekle görevli kurum, sizi belediyeye yerleştiriyor. IMDI, UDI’den sonra kıs

Kutuplarda nasıl oruç tutulur?

Hazır olun, Ramazan programlarından başı dönmüş Nihat hocayı (Hatipoğlu) bile rahatlatacak çok acayip bilgiler vereceğim size. Kolay değil, çok sevgili hocamız(!), "Kutuplarda nasıl oruç tutuluyor, sakız orucu bozuyor mu" sorularından perişan oldu. Her Ramazan aynı sorular sorular soruluyor, aynı cevaplar veriliyor ama sonuç değişmiyor. Neyse efenim, sizi bu "Kutuplarda oruç" derdinden kurtarayım bari. Kuzey güney uzunluğu hayli fazla olan Norveç'te yaşıyorsanız, hele ki Norveç'in kuzeyinde bulunuyorsanız Ramazan ayı biraz çileli. Neredeyse 22 saat oruç tutuyorsunuz. Bu süre zamanla da uzuyor tabi...  Bu uzunluk Norveç'te insanları farklı çözümler bulmaya sevk etmiş. Fetvayı tam bilmiyorum ama İslamda, gece ve gündüzün oluşmadığı bölgeler için bazı durumlar varmış, bir görüşe göre güneşin hareketlerinden zamanı tahmin ediyorsunuz (güneş batmıyor ama, alçalıp yükseliyor.) Bir diğeri, 'gece ve gündüzün oluştuğu en yakın bölgenin saatlerini dik

Norveç'e iltica etmek-2

Resim
Bir önceki yazıda ilticanın ilk aşamasından bahsetmiştim, bu bölümde ilticanın sonraki aşamalarını anlatacağım. Ne diyorduk? Transit Kamp alanına götürülüyorsunuz... Burası, envai çeşit sığınmacının bulunduğu bir kamp. Eritre, Somali, Sudan, Suriye, Irak veya İran... Aradım da bulamadım diyebileceğiniz bir millet yok bu kamplarda. Oda standartları değişiyor Kamplar ve şartları değişiklik göstermekle birlikte fotoğraflarını paylaştığım oda, Oslo'ya bir saat uzaklıktaki Honefoss'ta bulunan kamptan. Bu kampta, karı koca kalıyorsanız (küçük çocuklu olanlar da dahil) şanslısınız, 2-3 yıldızlı bir otel odası konforunda bir oda veriyorlar size. Bu odaların özelliği tuvalet ve banyonun size ait olması.  2 çocuklu ailelerin kaldığı yerler ise ortak kullanım alanlı. Yani ortalama 3 aile aynı tuvalet ve banyoyu kullanıyor. Kampta kalıyorsanız ortak kullanım alanlı lavabolar büyük problem. Mülteciler de bu durumdan çok şikayetçiymiş zaten. Farklı milletlerden insanlar olduk

Norveç'e iltica etmek -1

Resim
2016, Türkiye siyasi hayatı için zor bir yıl oldu. "Bu da olur mu" derken her gün daha beteri oldu: 15 Temmuz Darbesi. Bu olay, çok sayıda insanı yurt dışına çıkmak zorunda bıraktı ve  Türkiye'den Avrupa'ya yapılan iltica sayısını hayli yükseltti. Konuşulanlara göre, Amerika kıtasına ulaşmak zor olduğundan insanlar Avrupa'ya geldi ve iltica oranı hayli yükseldi.  Ben de yakın çevremde iltica eden Türk sayısında çok ciddi bir artış görüyorum. 80'lerden sonra Türkiyeli Kürtlerin Avrupa'ya iltica etmeleri nedeniyle, Avrupalılar da Kürtlere alışıktı ama Türkler öyle değildi. Neyse, iltica diyorduk... Bu yazımda Norveç'e iltica etmek nasıl bir şey anlatacağım. Norveç'e yapılan iltic süreci üç aşamadan oluşuyor. Bu nedenle 3 farklı yazı yazdım. Bu yazım ilticanın ilk aşamasını anlatıyor. Süreç kısaca şöyle gerçekleşiyor:  Hava alanı veya daha sonra iltica Öncelikle insanların bir kısmı hava alanına ayak bastıklarında, bir kısmı da daha s

Norveç'te kötü hava yoktur!

Norveçlilerin bir lafı var, "Kötü hava şartları yoktur, kötü elbise vardır" diye. Şimdi anlıyorum bu sözü... Adamlar güneşi zor görüyor. Misal 3 gün önce sonbahar havası vardı, bütün ağaçlar kahverengi yapraklar döküyordu, biz de sonbahar romantizmi yapıyorduk, bu sabah her yer bembeyaz! Ve bu durum Mayıs ayına kadar değişmez diyorlar. Türkiye'de kar görünce hoplayıp zıplayan biz, burada sindire sindire bu eğlencenin tadına varabiliriz.  Norveçliler bu duruma alışık tabi. Havaya, soğuğa aldırmadan sokağa atıyorlar kendilerini. Eksi 10 derecelere kadar çocuklarını dışarı çıkarmaktan imtina etmiyorlar. Yeter ki sıkı giyinsin! Atkı, bere, içlik ne varsa giyiyorlar. Zaten mağazalarda en çok içlik, eldiven, şapka ve mont satılıyor.  Hatta Norveç'te okullar Cuma günü öğlen saatlerinde tatil yapmaya başlıyor. Burada herkes Cumartesi gününü dışarıda değerlendiriyor. Kimse kar veya kışa aldırmıyor. Bu gün de işte o kutsal Cumartesi günlerinden bir tanesi! İnsanl